Neyi fark ettim biliyor musun?
Aslında kendimi çok yormuşum, hiçbir anı, dünü veya yarını düşünmeden tadını
ala ala yaşadığımı bilmiyorum.
Dün ve yarın hep birer gölge gibi
günümün peşi sıra geldi. Sonra bir baktım yaşadığım anlarda milyonlarca dünler,
milyarlarca yarınlar var. Anlıyorsun işte sonra bi an geliyo sırtına bir kambur
gibi çöken kayıp zamanların yükü bu…
Dün, bugün, yarın… Sanki ayrık
parçalarmış gibi düşünmekle hata ettim bunca zaman, “bugün” benim için hiç
olmadı ki zaten, bugünümün içinde saklı dünler ve yarınlarla yaşıyorum. Benim kelimelerim pişmanlık, keşke, özlem… Hayaller, büyük umutlar,
planlar…
Kimsenin öyküsü bu kelimelerin
kifayetsizliğine layık değil. Ne vardı hayıflanmayı kesip deliler gibi yaşasak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder