12 Ocak 2013 Cumartesi

Brezilya: Kültür ve Mutfak (İkinci Bölüm)


İKİNCİ BÖLÜM
BREZİLYA MUTFAĞI:
            Brezilya bir Güney Amerika ülkesidir. Samba karnavalıyla, geleneksel müziği ve dans stiliyle Afrikalı köklerini belli eder. Bunun dışında doğal güzellikleriyle dikkat çeker, Amazon Nehri ve Amazon ormanları ülkenin karakterinde önemlidir. Brezilya halkının kökleri Avrupalılara, Afrikalılara ve Amerika yerlilerine dayanır. Bu farklılık Brezilya’nın zenginliğidir ve yemeklere yansımıştır. Çeşitli acı baharatlar ve tropikal malzemeler mutfakta kullanılır.
            Özellikle sadece yerlilerin olduğu dönemden beri siyah fasülye, kabak, bir kök bitki olan manyok (cassava) bölgede tüketilen doyurucu besinlerdir. Avrupalılar geldikten sonra kendi damak zevklerini de beraberinde getirmişlerdir, pirinç, şekerli gıdalar ve tatlıları da ülke mutfağına katmışlardır. Afrikalı köleler ise hindistan cevizi sütü, hurma, acı biberleri kattılar. Örneğin, Afro Brezilyalı diyebileceğimiz  Xinxim tabağı çok ünlüdür, içinde tavuk, yer fıstığı, pirinç, limon, hurma yağı olan zengin bir yemektir. Modern Brezilya mutfağında da bu farklılıkların zenginliği gözlenmektedir. Brezilya, kuzey ve güney olarak kültürel anlamda ayrılmıştır diyebiliriz. Bu durum mutfakta da kendisini göstermektedir.

COĞRAFYA VE İKLİMSEL KOŞULLAR
            Brezilya verimli toprakları, yağmur ormanları, elverişli iklimi olan çok büyük bir ülkedir. Burada yağmur ormanlarında yüzlerce çeşit tropikal meyve ve devasa Brezilya fıstığı yaşam olanağı bulmuştur. Atlantik Okyanusu ve Amazon nehrinin buraya sağladığı su kaynağı zenginlikleri de ülkeye sunar. Elbette bu verimli ovalar ve pampalarda (pahm-pahs) sığır sürüleri dolaşmaktadır. Brezilya çiftliklerinde mısır ve diğer sebzeler kolaylıkla yetişmektedir. Brezilyalı aşçılar yemek yaparken seçenekleri çok fazladır. Ancak manyok (mah-nee-oc), pirinç ve fasülye temel besinlerdir. Modern Brezilyalıları oluşturanlar da, Portekizli ataları da, yerliler de, Afrika kökenliler de bu temel besinleri hep kullanmıştır. Brezilya yemekleri bunlar olmadan tamamlanmış sayılmaz.
  Nemli ve uzun yazlar, ılıman ve kısa kışlar yaşar, Güney Yarımkürededir.
  Doğu kısmında Atlantik Okyanusuna kıyısı (yaklaşık beş bin km) vardır.
  Brezilya’nın en dağlık bölümü güneydoğusudur.
  Güneybatıda Pantanal denilen sulak ve bataklık bir bölümü vardır. Pantanal karıncayiyenler, timsahlar, tropik kuşlar ve birçok balık türüne ev sahipliği yapmaktadır.
  Brezilyanın ortasında geniş ve düz bir plato yükselmektedir.
  Güney Amerika’nın en bilinen özelliği olan Amazon Nehri, ülkenin kuzeyini yemyeşil tropik ormanla kaplamıştır.
  Dağlar, yağmur ormanları, ovalar, tepeler, ve kumlu tropikal plajlar Brezilya’nın bir parçasıdır.
  Brezilya’nın kuzeyindeki sık yağmur ormanları bitki ve hayvanlar için çok az yer bırakır. Buranın yararı Amazon’dan gelen taze balıktır. Ülkenin doğu kıyıları deniz ürünleri bakımından zengindir. Istakoz, karides ve balık boldur.
  Güney kısımda Minas Gerais, Espírito Santo, Rio de Janeiro ve São Paulo ülkenin nüfusunun yüzde 90'ından fazlasını barındırmaktadır. Güney kısımların özellikle dağlık kısımları kuzeyden çok daha soğuktur.
Yoğun yağışlar güneyi ülkenin en  iyi tarım alanı yapmıştır. Güneydeki ve merkezdeki çiftçiler genelde pirinç, şeker ve kahve yetiştirmektedir. Meyve olarak da muz, papaya, avokado, portakal yetiştirirler. Bunun yanısıra sığır, domuz ve tavuk beslerler. Ülkenin güneydoğusu en sanayileşmiş bölümüdür. Rio de Janeiro’da aşağı yukarı 7 milyon kişi yaşamaktadır.

TARİH VE KÖKLER
I) İlk yerleşimciler:
  Bölgeye binlerce yıl önce yerleşmişlerdir. (Örn. Amazon Havzası-Tupi Yerlileri). Bu insanların yüzyıllarca dışardan kimseyle iletişimi yoktu. Doğa ile ilişkili tanrı ve tanrıçalara inanıyorlardı ve kültür ve gelenekleri böyle şekillendi.
  Avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Balık avlıyor, fıstık, muz, kaju fıstığı, ananas, papaya topluyorlardı.
  Diğer gruplar yerleşik hayata geçtiler ve tarım başladı. Onlar bölgenin zengin toprağında fasülye, kabak ve mısır yetiştirdiler. Ve bunların yanında manyok (cassava veya yucca da denir) nişastalı bir kök bitkidir ve burada önemlidir. Manyok unu birçok yemekte de temel madde olarak kullanılır.
  Amazon ormanlarında halen dış dünyayla iletişim kurmadan yaşamaya devam eden kabileler olduğu ortaya çıkmıştır.Muhtemelen ataları gibi onlar da Amazon ormanlarının doğal mirası olan tropik meyveleri toplayarak ve hayvanlarını avlayarak yaşamlarını sürdürmekteler.
II) 1500’ler:
  Altın, gümüş arayan Portekizli kaşifler. Katolik mezhebi, Avrupalı gelenekler ve yemek.
  Portekizli sömürgeciler sevdikleri tarifleri de buraya getirdi, pirinci de getirdiler ve pirinç bölgede bir hammadde haline geldi. Bunun yanında et pişirme yöntemlerini de getirdiler. Portekizliler yumurta ve şeker yönünden zengin tatlı kültürlerini de buraya taşıdılar. Aynı zamanda sömürgeci aşçılar yerel malzemeleri de tariflerine katarak zengin bir mutfak oluşturdular.
  Portekizli sömürgeciler bölgeye yerleşmeye başladıkça bölgenin ılıman iklimi ve verimli topraklarında şeker kamışı ve tütünün çok iyi yetiştiğini gördüler. Bunlar Portekiz’de çok pahalı ürünlerdi.
  Pedro Alvarez Cabral 21 Nisan 1500 yılında bugünkü  Brezilya topraklarına ulaştı  ve buranın Portekizlilere ait olduğunu ilan etti. O günden sonra burada her anlamda Portekiz etkisi  başlamıştır.
  Şeker plantasyonlarında çalıştırmak üzere 1580’lerde Afrika’dan zenci köleler getirmeye başladılar. Köle ticareti bu toprakların kötü yüzü olsa da topraklara zenginlik katan bir özellik de olmuştur. Afrika gelenekleri ve müziği  –samba da bunun içindedir- Brezilya yerlileri ve Portekizlilerin kültürüyle karışmış ve yepyeni bir kültür ortaya çıkmıştır.
  Köleler kendi dini inançlarını da taşıdılar. Ancak bunlar Portekizliler tarafından yasaklanmıştır ve gizli biçimde devam ettirilmek istenince de Katolik mezhebi ve Afrika inanışları ile karışık bir dini inancı yaşama tarzı ortaya çıktı. Bunlardan yaygın olanlardan biri de “Candomblê”dir.
  Afrika kökenli nüfus buraya yeni pişirme yöntemleri ve içerikler de getirdi. Plantasyonlarda çalışan köleler efendilerine yemek pişirirken bunları da kullandı. Hindistan cevizi, palmiye yağı, zencefil bu içeriklerden bazılarıydı. Vatapá (kavrulmuş fındık, hindistan cevizi, karides ve baharat) gibi nişastalı ve baharatlı yemekler sofrada yerini almaya başladı.
III) 1700’ler:
  • Sonraki birkaç yüzyıl boyunca Brezilya gelişmeye ve büyümeye devam etti. 1700lerin başlarında ürünlere bir de kahve eklendi ve kahve ihracatı başladı.
·         Sonraki üç yüz yıl Portekiz hakimiyetinden sonra Brezilya 1822’de bağımsızlığını kazandı.
·         1800lerin sonlarında Brezilya nüfusu çeşitlendi, İtalya, Almanya ve Rusya’dan ülkenin büyük şehirlerine göçler oldu.
·         Bir yüz yıl sonra da Lübnan, Suriye ve Japonya’dan da göçler oldu. Göçmen aşçılar da Brezilya mutfağına katkıda bulundular. İtalyan makarnaları, Alman sosisleri, Japon suşileri Brezilya’nın büyük restoranlarında  yerlerini aldılar.
BREZİLYA’DA GEÇMİŞİN VE BUGÜNÜN VAZGEÇİLMEZLERİ[1]:
MANYOK, FASÜLYE VE PİRİNÇ
Bir Nişastalı Kök: Manyok
      Brezilyalılar yüzyıllardır, manyok, ya da diğer adlarıyla cassava, yuca  (u-ca), mandioca (mahn-dee-ohcah) tüketmektedir. Bu nişastalı kök bitki, Amazon nehri boyunca yaşamış olan Tupi (Too-pee) yerlileri tarafından yenmekteydi.
      Manyok büyük tatlı patateslere benzer. İnce uzundur ve kahverengi bir tabakayla kaplıdır. İç kısmı kar beyaz etli kısmıdır. Suyunun yenmeden önce çıkarılması gerekir çünkü zehirlidir. Tupi yerlileri bu suyu çıkarmak için lifli bitkilerden bir boru yapmışlardır.
Manyok tüketim şekilleri:
  Manyok haşlanmış patates gibi kaynatılarak yenebilir. Ya da farinha de mandioca (fah-rin-ah day mahn-dee-oh-cah) denilen bir un haline getirerek de kullanırlar. Elde edilen yiyeceğe farofa (fahr-oh-fah) denir. Galetaya benzer. Yerliler yemekleri terbiye etmek amacıyla bunu lapa şeklinde de kullanırlar.
  Modern Brezilyalılar hala farofa yemektedir. Farofa manyoktan yapılmış bir tür çeşnidir. Tıpkı tuz ve biber gibi her Brezilya sofrasında çeşni olarak bulunur. Brezilyalılar farofayı et, balık, pirinç, fasülye ve çeşitli sebzelerin üzerine serperler. Yemeğe çıtır bir lezzet katar. Brezilyalı aşçılar “o olmadan asla” derler.
  Farofa Brezilyalılar için manyok kullanmanın tek yolu değildir. Manyok ununu kapı kapı satılan tatlı cuscus (coos-coos) pudinglerinde de kullanırlar. Manyok unundan tapioca adı verilen bir tatlı da yapılmaktadır. Kızartılmış manyok da bir başka favori yiyecektir.
FASÜLYE:
  Fasülye yerli yiyeceklerinin favorilerinden biri olmuştur. 1500lerde Portekizli kaşif Pedro Álvars Cabral Brezilya’nın Portekiz’e ait olduğunu iddia etti. Otuz yıl sonra da Portekizli yerleşimciler bölgeye gelmeye başladılar. Yerli yemeklerine çabucak adapte oldular ve bol miktarda fasülye tüketmeye başladılar. Brezilya şeker plantasyonlarında çalıştırılmak üzere buraya getirilen Afrika kökenliler de fasülyeyi seviyorlardı. Börülceyi Brezilya’ya onlar katmıştı. Baharatlı şili biber, hindistan cevizi sütü, kurutulmuş karides gibi yiyeceklerle fasülyeyi zenginleştirdiler. Fasülye Afrikalılar için o denli önemliydi ki Tanrılarını onurlandırmak için pişirdikleri yemeklerde de yerini almıştır.
  Fasülye modern Brezilyalılar için de atalarında olduğu gibi çok önemlidir. Brezilya dünyanın en büyük fasülye üreticisi ve tüketicisidir. Beyaz, kırmızı, kahverengi, siyah ve daha birçok çeşidini burada görmek mümkündür. Ama en popüler olanı siyah fasülyedir.
  Brezilyalılar bir gün içerisinde mutlaka en az bir kez fasülye yerler. Aşçılar fasülyeyi yumuşak hale getirmek için saatlerce bekler. Fasülyeler yumuşadktan sonra aşçı onları ezer macun kıvamına getirir, biraz bekleynce kadifemsi bir doku oluştururlar. Daha sonra da baharat, domuz, soğan gibi yiyeceklerle karıştırılıp yenir.
  Fasülye herzaman yenmek için bir neden bulur, bazen bir balığa, bazen ete eşlik eder. Kalan fasülye de farofaya katılıp yenebilir. Ya da bu püre halindeki fasülye tıpkı patates gibi kızartılıp da yenebilir. Çorbası yapılır, hamur haline getirilip de kullanılır. Dilimlenmiş yumurta ile servis edilen siyah fasülye çorbası Brezilya’da çok meşhurdur.


PİRİNÇ:
  Pilav herzaman Brezilya’da fasülye ile servis edilen önemli yiyeceklerden biridir. Pilav ve bir kase fasülyenin bilinen eşlikçileri balık, kümes hayvanları ve kırmızı ettir. Pirinç aslında Brezilya’ya özgü bir yiyecek değildir ama Portekizliler onu bölgeye getirmiş ve yemeklere eşlik etmesini sağlamışlardır. Brezilya’nın verimli topraklarında yetişmeye uygun olmuştur sonraları.

  Brezilyalılar uzun ve dolgun pirinci severler. Mükemmel bir pilav çok dikkatli bir hazırlık gerektirir. Brezilyalılar pirinci yağda kavrulmuş sarımsak, kişniş, soğan ve çeşitli baharatlarla pişirirler. Bu teknik Portekiz kökenlidir, buna refogado (rayfoo-gah-doh) derler. Bazen hindistancevizi ve sütü de eklenebilir. Bu pilava kremsi bir tat ve aroma verir.
  Brezilyalılar pirinci meyvelerle karıştırıp renkli pilavlar yaparlar. Havuçlu, pastırmalı ve kuru üzümlü pilavları meşhurdur. Pilav, kızarmış muz, haşlanmış yumurta, jambonla da servis edilebilir. Hatta tatlısı sütlaç da çok revaçtadır, eritilmiş şeker ve tarçın dökülür üzerine ve servis edilir.

Bu üç temel gıda maddesinin (manyok, pirinç, fasülye) yanı sıra,
  Pantanal bölgesinde, doğu kıyılarında, Amazon Havzasında çok çeşitli balıklar ve deniz mahsülleri (ıstakoz, karides, yengeç vs.) vardır.
  Güneydeki ve merkezdeki çiftçiler genelde pirinç, şeker ve kahve yetiştirmektedir. Meyve olarak da muz, papaya, avokado, portakal yetiştirirler. Bunun yanısıra sığır, domuz ve tavuk beslerler.
  Bunların yanında tropikal meyvelerden portakal, muz, avokado, papaya, ananas vardır. Kabak, lahana, tatlı patates, patlıcan gibi sebzeler de bunlara eşlik eder.
  Kuzey ve Orta Brezilya’da sığırlar için otlaklar mevcuttur. Domuz ve tavuk eti de popülerdir. Birçok baharat ve aroma ile bu yiyecekler geliştirilmiştir.
  Acı biber, limon ve limon suyu, sarımsak, Hindistan cevizi sütü ve dendê yağı (Afrika kökenli bir palmiye yağı) Brezilya mutfağının temel maddeleridir.
 BÖLGELER VE YEMEKLER[1]
  Güney kısımda Minas Gerais, Espírito Santo, Rio de Janeiro ve São Paulo ülkenin nüfusunun yüzde 90'ından fazlasını barındırmaktadır. Güney kısımların özellikle dağlık kısımları kuzeyden çok daha soğuktur. Yoğun yağışlar güneyi ülkenin en  iyi tarım alanı yapmıştır. Güneydeki ve merkezdeki çiftçiler genelde pirinç, şeker ve kahve yetiştirmektedir. Meyve olarak da muz, papaya, avokado, portakal yetiştirirler. Bunun yanısıra sığır, domuz ve tavuk beslerler. Ülkenin güneydoğusu en sanayileşmiş bölümüdür. Rio de Janeiro’da aşağı yukarı 7 milyon kişi yaşamaktadır. Burada fakirlik ve zenginlik birarada bulunmaktadır. Ayrıca ülkenin meşhur Rio Karnavalı’na da ev sahipliği yapmaktadır.
Bir Yemeğin Hikayesi: Feijoda
  Feijoada (fay-jwa-dah) Brezilya’nın geleneksel yemeğidir. Üç yüzyıldan fazladır Brezilya’da pişirilir. Şeker plantasyonlarında çalışan Afrika kökenli köleler bu yemeği bulmuşlardır. Bu zengin domuzeti ve fasülye güveci ülkenin güneydoğusunda Rio de Janeiro yakınlarında ilk kez yapılmaya başlanmıştır. Kölelere domuzun sakatatını, ayaklarını, kulaklarını vs. veriyorlardı. Etin bu kısımlarını lezzetli hale getirmek için baharat ve fasülyeyi kullandılar, uygulanan bu karışım çok lezzetli hale geldi. Kaynayan yemeğin kokusu plantasyon evlerini sardı ve efendiler dayanamayıp bu lezzetli yemekten yemeye başladılar. Feijoda böyle oluştu.
  Hazırlamak ve yemek  saatler süreceği için feijoada genellikle Cumartesi günleri yenir. Et ve fasülye ayrı konur, etin ortasına genelde dil yerleştirilir. Güvece pirinç pilavı, ince rendelenmiş tavada kale (ıspanak benzeri), sıcak sos, portakal dilimleri ve farofa eşlik eder.
  Feijoada ilk olarak Rio de Janeiro ve Sao Paulo’nun güney kıyıları yakınlarında hazırlanmıştır. Domuz eti doyurucu bir garnitür olan tutu ile servis edilir. Tutu, soğan,sarımsak ve siyah fasülye püresinden yapılmaktadır.
  Aynı zamanda tabakta couve denilen, tereyağı ile sotelenmiş yeşillikler bulunur. Tabaktaki bu üç yemek  güneydoğuda Minas Gerais bölgesinde iki yüzyıldır varlığını sürdürmektedir. Ayrıca bazı varyasyonlarda servisin içinde beyaz pirinç pilavı, dilimlenmiş portakal da bulunur.
Sao Paolo
  Rio’nun 193km güneyindedir. 18 milyon nüfusu vardır. Brezilya güney Amerika’nın en zengin ülkesidir. Sao Paolo da bu ülkenin kozmopolit bir şehridir, farklı mimari yapıları barındırmasıyla dikkat çekmektedir. Karpuz dilimi şeklindeki otel binası ilginçtir. Sao Paolo’ya ilk Cizvit misyonerler 450 yıl önce yerleşmiştir. Bugün şehir son derece modern yapılar, gökdelenler, tuğla fabrikaları, apartmanlarla kaplıdır. Brezilya’nın müzik ve sanat merkezi haline gelmiştir. Etnik çeşitliliğine bağlı olarak her türlü mutfağı görebileceğiniz bir yerdir. 
  Paulistos iyi yemek seçiminde uzman olarak bilinirler. Kurutulmuş morina ile yapılan salata, Portekiz kökenlidir ve oldukça ünlüdür. Ayrıca deniz mahsülleri de çok ünlüdür. Güveç balık, moqueca capixaba içinde domates, taze soğan ve kişniş ile hazırlanmaktadır.
  Moqueca (moh-keh-cah) kuzeydoğu Brezilya’ya özgü lezzetli bir deniz mahsülleri güvecidir. Taze balık, deniz ürünleri ve tropikal meyveler kullanılarak yapılır. Bahia eyaletindeki eski Afrikalı köleler bu yemeği geliştirmiştir. Zaten Batı Afrika’da popüler olan deniz mahsülleri güvecine benzemektedir. Çeşitli sebzeler, hindistan cevizi sütü, şili biberi, dende yağı (koyu turuncu renkte Afrika kökenli bir palmiye yağıdır) yemeğin diğer bir malzemeleridir.
Minas Gerais’in yakınlarındaki Espirito Santo:
  Minas Gerais’in yakınlarındaki Espirito Santo Fransa kadar yüzölçümüne sahip geniş bir yerdir. Burada dünya altın rezervlerinin dörtte üçü bulunmaktadır ve Brezilya’nın en eski ve yüksek dağı  Serra da Mantiqueira’dan akan nehir boyunca yatakları vardır.
  Buranın altın gibi bir başka önemli şeyi ise peynirdir. Manyok unundan yapılan hamurla rulo içine sarılmış, parmesan peynirine benzer sert bir peynirleri vardır. 
  Minas Gerais ülkenin önde gelen süt, peynir, tereyağı üreticisidir. Muhtemelen bu malzeme zenginliği yüzünden de Brezilya’nın en iyi aşçıları Minas Gerais’ten çıkmıştır. Ananas, kiraz, üzüm, incir, guava, papaya gibi birçok meyve yetişir. Bunların yanında mineral bakımından zengin olan bu topraklarda sebze olarak domates, soğan, biber, bezelye, pancar, mısır, bamya, kabak, lahana,havuç, şeker kamışı, ve tabii ki kahve çekirdeği yetişir. Brezilya dünyanın önde gelen kahve üreticisidir.
  Minas Gerais’te çiftçiler yıllar önce bir tarif geliştirdi ve tüm Brezilya’ya yayıldı. Domuz filetosu limon, sarımsak, biber, portakal suyu ve maydonozla marine edilir ve yavaş yavaş kavrulur.
  Bunun gibi bir başka yemek de bir tavuk çorbası türüdür. O da Minas Gerais çıkışlıdır. Brezilyalılar bu çorbaya canja derler ve bir kez tadına bakınca niçin bu kadar ünlü olduğunu anlarsınız.


Parana:
  Parana ise farklı bir karakterdedir. Brezilya’dan mutfak ve mimari konusunda ayrılmaktadır. Burada büyük ölçüde Avrupa etkisi göze çarpmaktadır. İtalyan ve Alman göçmenler buraya 19. Yüzyılın ortalarında yerleşmişlerdir. Brezilya’nın en güneyindeki Rio Grande do Sul engebeli arazi ve pampalardan oluşmaktadır. Burası Arjantin ile komşudur.
  Gauchos adıyla anılan kovboylar kuzeyde sığır yetiştirmektedirler. 18.yy başlarından beri burada otlaklar vardır. Buraya 19.yy sonlarından Alman, İtalyan ve İsviçreliler, Doğu Avrupalılar yerleşmişlerdir. Bu kovboylar uzun süre yolculuk etmek zorunda olduklarından etleri heybelerinde taşımak durumundaydılar ve saklama yöntemleri geliştirdiler. Önce tuzlayıp sonra güneşte kurutuyorlardı.
  Carne do sol bugün bile hala Feijoda gibi Brezilya’da popüler bir yiyecektir. Bir yemek çeşidi de kurutulmuş et, pirinç, domates, yeşil biber ve acı  Malagueta biberle yapılmaktadır. Kovboylar Kuzey Amerikalılar’ınkine benzer biçimde kızartılan etler de yerler. Sadece tuz ve biberle basit soslarla etleri kızartıp mühürleyip yerler. Onun dışında Linguica adı verilen Brezilya sosisi yerler, sosisi şişe takıp ateşte  pişirirler. Churrascarias tüm etseverlerin rüyası durumuna gelmiştir.
  Sığır kuzeyde favori olsa da domuz ve tavuk da göz ardı edilemez. Rio Grande do Sul’da favori yemek, tavuk ve pirincin domates sarımsak ve soğanla harmanlanığı ve üzerinin parmesan peyniri ile kaplandığı yemektir, bu İtalyan mutfağının etkisini yansıtmaktadır.
  Brezilya’nın güneyinde denenmesi gerekenler: Füme et ve siyah fasülyeli yahni, rulo peynir, sotelenmiş yeşillik, kremalı mısır, börülce salatası, balık ve karides güveç, fırınlanmış domuz bonfile, Brezilya pilavı, katır sürücü pilavı, kolonyal tavuk.
  Gauchos (gow-chohs), yani Brezilyalı kovboylar hareketli olan yaşam tarzlarına uygun tarifler geliştirdiler. Churrasco (chur-rahscoh) kovboyların geliştirdiği geleneksel hale gelmiş meşhur yemeklerden biridir.
  Geçmişte aç kovboylar sığırları kesti ve demir şişlerin ucuna taktılar. Odun yakıp uygun bir açıyla eti üzerine yerleştirdiler. Eti yumuşatmak ve yanmasını önlemek için tuzlu su kullanıyorlardı. Et kahverengileşince kovboylar yiyebilecekleri büyüklükte parçalar kestiler ve bıçaklarıyla yediler. Farofa serperek yediler.
Kuzeyde Amazon’un Sundukları:
  Amazon nehri ve havzasını kapsayan kuzey bölümü, Brezilya’nın yüzde ellisinden fazla bir alanı kapsar. 3157 km lik Amazon, dünyanın en uzun su yollarından biridir. Dünya üzerindeki ekosistem çeşitliliği konusunda en zengin yerdir. Dünyadaki hayvan ve bitkilerin yüzde yirmisini burada görmek mümkün. Buradaki yağmur ormanları kendini tıbbın hizmetine sunmuştur.
  Elbette nehirler yalnızca su kaynağı değildir. Para - Belem’de taze balık tropikal meyvelerle pişirilir. Taze yengeçler kaynatılır ve acılı sosa batırılmış domates, sirke, soğan ve şili biberiyle servis edilir. Farklı isimlerde tropikal meyveler  guaraná, bacuri ve sapote olduğu gibi tüketilir ya da bunların suyu içilir.
  Bölgeye özgü Brezilya fıstığı ağacı 46 metreye kadar çıkan yüksekliği ve 6 metre çapındaki gövdesiyle buraya ait bir mucizedir. Bu Brezilya fıstığının boyutu 10 çam kozalağı kadardır. Protein bakımından oldukça zengin ve lezzetli bir aperatiftir. Ayrıca sayısız yemeğin içinde tereyağ ve unla, mısır unuyla birlikte kullanılır.
  Bahia eyaletinde Brezilya’nın geri kalanından daha farklı bir yemek kültürü vardır. Bahia’da Afrika etkisi baskındır. Hindistan cevizi sütü, fıstık, koyu turuncu renkteki palmiye yağı olan dende bu mutfakta çok kullanılır. Yemeklere rengini veren bu yağdan o yemeğin Bahia yemeği olduğu anlaşılır.
  Kuzey Amerikalılar bu yağı çok fazla doymuş bulabilir ama bu yağ Bahia’da temel yemek içeriklerinden biridir. Dende yağı genellikle pişirme sonrasında tat vermesi için ilave edilir.
  Bahia’da dikkat çeken başka bir besin de genç palmiye ağaçlarından elde edilen palmiye kalbidir. Palmiye kalpleri pişirilir ve taze portakal, kaju ve taze nane ile salatası yapılır.
  Pastel de carne denilen minik turtalar yaparlar. Turtanın içinde et ve baharat bulunur, kısık ateşte pişirilir. Bu da bölgede favori yemeklerdendir. 


[1] Matthew Locricchio, The Cooking of Brazil, MC Benchmark, second edition, Newyork, 2012




[1] Barbara Sheen, Foods of Brazil, Kidhaven Press, 2011 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder