BİR İŞSİZİN GÜNLÜĞÜ –
II: Ataleti Yenmek
Atalet
duygusu… Bazen insanın üzerine öküz oturmuş gibi olur. Hiçbirşey yapmak istemez
bünye. Sebep? Aynı anda birden fazla iş yapılması gerekmektedir. Hangisini
önce, hangisini sonra yapacağını bilemezsin. Vakit geçtikçe iş öyle bir raddeye
gelir ki hangi işi nasıl yapacağını da bilemezsin, çünkü sıkışmışsındır. Bunun
için gayet etkili ve güzel bir çözüm buldum. Artık saçma sapan işlerim bile planlar
dahilinde yürüyor. Herşeyi yazmaya başladım. Tüm hayatıma dışarıdan bakma
fırsatını buluyorum ve anladım ki ne kadar çok yapılması gereken şey olursa
olsun, vakit planlandıysa ve boş işler için ajandada yer yoksa bütün yapılması
gerekenler halloluyor. Yani diyorum ki, o “nedensiz yere hiçbirşey yapamama,
iradesiz davranma” üzerine oluşan atalet duygusu ancak böyle yenilebilir.
Elbette
bu duygunun oluşmasında geçmişte yaşanan ve sürekli tekrarlanan başarısızlık
tecrübeleri de bir etken. Bu tecrübelerin olumsuzlamalarından kurtulmak için de
hiçbir zaman unutmamamız gereken bir şey varsa, o da herşeyin bir sonu
olduğudur, kötü tecrübeler hiçbir zaman durumu kanıksamaya dönüşmemeli. Pazartesi
diyete başlayıp Çarşamba günü bırakanlar, hiçbir zaman diledikleri görünüşe
kavuşamayacaklarını düşünür ya, bu da onun gibi bir şey. Onlar hiçbir zaman
kendi yaşam stilleri ve yeme alışkanlıklarına uygun ve uzun vadeli diyetlere
değil de hızla kilo verebilecekleri türden bir diyete başlamışlardır ve o
yüzden sürekli diyet halinde olan şişkolardırlar. Misalen ben de hep ikiden
fazla yabancı dilim olmasını hayal etmiştim. O hayal ettiğim zamanlar oturup
bunun için plan yapsam gerçekten de şu anda birkaç yabancı dil biliyor
olabilirdim. Çünkü bu hayali kurduğumun üzerinden çok uzun yıllar geçti. Ama bu
farkındalığa erişmek de bence bir kazanç. Atalet duygumu yendim ve birşeyler
yapmaya başladım.
Okumak
ve yazmak benim için çocukluğumdan beri bir tutkuydu. Ama bunu hiçbir zaman
sistematik bir hale getirmemiştim. Hoşuma giden ne görürsem onu okur, bir
yerlerde çalakalem birşeyler yazar ve sonra o yazdıklarımın nerede olduğunu
dahi unuturdum. Şimdi bu okuma işine daha tematik ve programlı yaklaşıyorum. Örneğin
şu sıralar sosyoloji bilimine dair okumalar yapıyorum. Etkili okuma yapmak
kesinlikle çok farklı. Bir metni okurken anlayamadığım bir ifade veya kavramı
farklı yerlerden araştırıyorum ve o esnada bambaşka şeyler de öğrenirken
buluyorum kendimi. Önemli ve etkili gördüğüm yerleri not ediyorum. İnanın bu
şekilde okuduğumda duyduğum haz çok farklı. Bu durum bir başkası için bir anlam
ifade etmiyor olabilir, çünkü o kişi bu durumu çok önceden farketmiş ve
uyguluyor olabilir. Ama bende değişiklik yarattı ve paylaşmak istedim.
Bu
günlük işsizlik günlüğüm burada noktalansın, bugün biraz didaktik bir anlatım
yapmış gibi oldum ama niyetim sadece yazmak ve bunu sırf kendim için yapıyorum.
Bir sonraki yazımda bazı bencilliklerin gerekliliği üzerine çene çalacağım.
Nokta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder