Geriye dönüşlerim var..
Çocukluğum, kırmızı kabanım, babanemin
ördüğü yumuşak atkım, otuz numara ayakkabılarım, tombul yanaklarım ve ben,
ayağım her batıp çıkışında “gırç”layan kar yığınlarının ortasında yürüyorum. Bizim
buralarda kömür sobası yaygın, bu yüzden havada kesif bir is kokusu var. Aklımda
yine her zamanki gibi çoğul düşünceler yığını var, fakat bu düşünceler şimdiki
gibi paslı kirli değil, o derece berrak ki her birini pencereden bana baksan
görürsün, o derece… Diyorum ki bayram olcak üç gün sonra, bugün Perşembe olduğu
için annem pazardan kestane almıştır, ne güzel… Merdivenlerden yukarı çıkarken
kendimi nedense büyük gibi hissedip Sevgi Teyze’ye “yakşamlar” diyorum. Düşünüyorum
sonra, ne demek bu “yakşamlar” acaba? Şimdi eve gidip zile basıyorum, şaka yapmak
için deliğe elimi koyuyorum beni görmesinler diye…
-“Kim oo?”,
-“Beaaniim!”
Annem o zamanlar o kadar kocaman ki, sarılınca gömülüyorum
anne anne kokuyor, ohh mis! Televizyonda acayip acayip gençlik dizileri var,
kızlar oğlanlar serbest kıyafetle okula gidiyorlar, çalgı çalıp şarkı
söylüyorlar, aşık oluyorlar filan, ben gizlice onları izliyorum…
-“Anneee babam işten gelmedi miii?”
-“Şimdi gelir koş aç kapıyı.”
Açtım kapıyı, gelmedi babam. Bekledim bekledim kapıda, annem
üşürsün kapat dedi kapattım. İçeri girdim televizyon izlemeye başladım, unuttum
babamın gelmediğini, sonra birden aklıma geldi. Balkona çıktım, yola doğru
baktım bembeyaz her yer, babam yok… Korktum ağlamaya başladım. Yine aklımda
binlerce şey… Ya babam öldüyse onun için gelmiyorsa, ya babama bir şey olduysa?
Annemin bir şey olmamış gibi evde dolanıp durmasına resmen sinir oluyorum.
-“Anne babam niye
gelmedi?”
-“Gelir şimdi, işi çıkmıştır.”
Sonra babam geldi, dünyalar benim oldu! O kadar mutluydum ki
o an… Birkaç saat içinde merak, heyecan, korku, sevinç… Hepsini en yoğun
şekilde yaşadığım o günleri anımsıyorum, çocukluğumun saçlarını okşuyorum
penceremden yağan kara bakarken… Keşke yine herşey öyle olsa… Koşulların daha
zor, ama yaşamanın daha kolay olduğu günlerdi o günler, yaşamak gibi yaşamaktı…
Çok küçüktüm, komik kuruntularla babamı özleyip ağlayacak kadar da saftım ama
hatırlıyorum bunu, yaşar gibi yaşadığımızı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder